Welcome to our August edition of READ Local First, Utah’s most comprehensive collection of poets and authors. This month we introduce you to poet Abdal Aşık. Aşık’s poems are inspired by his historic hometown of Tarsus, Turkey, where he was born in living room of his grandparents.
Among his influences, he counts Anatolian culture, traditional Turkish ballads, and “the profound humanism of my grandmother.”
Aşık lives in Salt Lake City with his wife (fellow writer and 15 Bytes READ Local contributor Nan Seymour) and their dog Sophie. Love and beauty are prominent themes in his work, which he describes as “ordered by the soul.”
Today’s publication features three poems in Turkish with the poet’s English translations. We give deference to the original text: the Turkish version of each poem appears above its translation.
Bırak Şiirim Sevsin Seni
Ellerin, beni büyüten ana gibi çalışkanlar.
O halde bırak, ellerinden seveyim seni.
Ayakların, yorgun argın geç akşam düşürür seni eve.
O halde bırak, ayaklarından seveyim seni.
Aklın, güzel fikirler üretmeye pek bir yatkındır.
O halde bırak, aklını seveyim senin.
Canın, insan oluşunu söyler durur bana.
O halde bırak, canını seveyim senin.
Yüreğine gelince, sözler desin diyeceğini ona.
O halde, bırak şiirim sevsin seni!
Nasıl, böyle iyi mi?
Benimkide sevmek olsun seni işte!
Let My Poetry Love You
Your hands are as hard working as
the mother who raised me.
Let me love you from your hands.
Your feet get tired all day
and bring you home late evening.
Let me love you from your feet.
Your mind is so good at
producing beautiful ideas.
Let me love you from your mind.
Your soul keeps saying
I am human, human I am!
Let me love you from your soul.
When it comes to your heart
I want my words to tell her:
Let me love you from my poetry.
How is it?
Is it good like that?
This is how my work is loving you!
Bu Muhteşem Özlemin İçinde
Kırmızılar,
sarılar,
pembe olanlarını bile görüyorum.
Şu renklere bak,
onlar ki senin bahçenin ahengi olanlar.
Köklerine nasıl da derinden tıpkı benim
sevdanın sözlerine olan aidiyetim gibi bağlılar.
Ah, bu bahçe, bu bahar, bu laleler…
Hepsi birden bana hissini verirler
Gülhane Parkı boyunca yürümenin
aynı anda hem dogu hem batı yönüne doğru.
Köprü henüz görünmüyor, ama
kokusunu almaktayım kültür ve tarih okyanusunun.
Vapura binipte,
Boğaz’ın sesini dinleyeceğim ana değin,
attıgım her adımda.
Şimdi onların hepsi benimle burada,
herkesten uzakta ama senin bana var oldugun,
bu evin içinde yaşamaktalar.
Nefes almak ölmek gibi bu muhteşem özlemin içinde.
ama gel gör ki;
bir de bu sevda var
içinde benim sana söylemekte olduğum.
In This Magnificent Longing
They are red,
they are yellow,
I even see the pink ones.
Look at those colors,
they are the harmony of your garden.
They deeply belong to their roots
like I deeply belong to the words of love.
Ah, this garden, this spring, these tulips…
All they are, fully giving me the sense of
walking through the Gülhane Park,
towards the directions of
east and west at the same time.
The bridge is not there yet, but
I smell the ocean of history and culture
in every step that I take,
until I get on the ferry
to listen the sound of the Bosphorus.
Now they are all living with me here.
I am away from everything but this house
in which I only have you.
Breathing is like dying in this magnificent longing.
But on the other hand,
there is this love,
I keep singing in it.
Halanın Şiiri
Ne yana dönüp baksam
Görüyorumki insanlar:
hala tahrip ediyor,
hala öldürüyor,
hala bel altından,
hala puştça yani
ve de hala yüzsüzce.
Hal böyle olunca bende gelip sana,
söylemek istiyorum tekraren:
Olmaz sevdiğim,
mümkünü yok benim onlarla bu pazarda alışverişim.
Ben hala emekçi insanlığın üniformasını giyip,
hala umudun odasında yatıp kalkarak,
davet şiirlerimi yazacağım hala.
Cümlelerimi üreteceğim
hala sevda sözlerini kullanarak,
ki bu benim tek ve yalnızca bir işim.
Hala aklımla,
canımla hala,
hala yüregimle,
ve kalemimle hala.
Bu yüz yılda sevdiğim,
hala dokunarak antika bir daktilonun tellerine,
nasıl dokunuyorsam o ipekten saçlarına,
nazikçe ve de hakiki bir biçimde.
Hala insan kalarak.
The Poem of Still
Wherever I look
I see people:
still devastating,
still killing,
still below the belt,
still scoundrels
and still brazen.
I want to come to you and say again:
No way my love, no way,
I will not deal at their market.
I will still write my invitation poems,
still staying
in the room of hope,
still wearing
the uniform of my proletarian people.
I will produce my own sentences
still using the words of love,
my only and lonely business.
still with my mind
still with my soul
still with my heart
still with my pen.
In this century my love,
I still touch the strings of
an antique typewriter
like I touch your silken hair
gently and genuinely.
Still human.
Join us on the first Sunday of every month for works-in-progress or recently published work by some of Utah’s most celebrated and promising writers of fiction, poetry, literary nonfiction and memoir. Click “Subscribe” at the top of our page to join our email list.
Categories: Literary Arts | READ LOCAL First